Çünkü gelişim süreklidir ve belli aşamalar içinde gerçekleşir. Çocuk yaştan başlayarak aileden ve çevreden alınan değerlerle oluşturulan kişiliklerin geliştirilmesi yönünde sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları, özellikle az gelişmiş ülkelerde çok daha önem taşımaktadır.
Gelişmiş Batı toplumlarında STK’lar gerçekten etkin bir güç olarak toplumların sosyal, kültürel ve siyasal yaşamlarında kendilerini kabul ettirmişlerdir. Kendi konuları ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirme ve kamuoyu yaratmada etkin rol oynarlar. Bu toplumların bireyleri de sadece bir kuruluşa değil, bir çok sivil toplum kuruluşuna üyedirler ve aktif olarak görev yaparlar.
Çünkü çağdaş eğitim, kendi kültürünü özümsemiş, evrensel değerlere açık sosyal insani; anayasa ve yasalarına saygılı, ülke değerlerine bağlı, bilinçli yurttaşı; araştıran, inceleyen. düşünen, üreten ve yaşadığı topluma değerler katan faydalı insanı yaratır.
Eğitimin gelişmesi, eğitim sistemini oluşturan temel unsurların hem birbiriyle hem de toplumun sosyal ve ekonomik koşullarıyla uyumu ölçüsünde başarı kazanacaktır. Bu başarıda kuşkusuz toplumdaki duyarlı ve bilinçli kesimlerin ve kuruluşların çağdaş eğitim için özenli ve ödünsüz çalışmalarının payı olacaktır.
Yeni çağa girdik ama…
Her yıl bir milyonu aşkın çocuğumuz hiçbir eğitim görmeden hayata atılıyor…
Kızlarımızın %29’u okuma yazma şansına sahip olamıyor…
Ülkemizde toplam işgücünün yalnızca %5’i üniversite mezunu…
Dahası…
Türkiye, Cumhuriyet aydınlanması ile sosyal, siyasal ve kültürel yapısını çağdaş boyutlara ulaştırmayı hedeflemişti.
Amaç, doğmalardan uzak bireyin zihinsel ve psikolojik işlevlerinin özgürce olgunlaşması imkanlarını yaratmak; Türk Ulusunu çağdaş uygarlığın yapıcı ve yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktı.
Atatürk, tarihin tanıdığı en cüretli, en büyük ve kapsamlı bir kültür devriminin baş mimaridir. Onun dinde, dilde, hukukta, yazıda, giyside ve eğitimde yaptığı reformlar; inanılmaz boyuttaki bir devrimin, çok anlamlı parçalarıdır.
Cumhuriyet’le başlayan yeni bir Türk insanı yaratma çabalarının en önemlisi kuşkusuz, eğitim ve öğretim alanında yapılan çalışmalar oldu. Tüm zorluklara ve olanaksızlığa karşın, Cumhuriyet’in yeni ve aydınlık fikirleri ülkenin dört bir tarafina yayıldı. Yoğun ve etkili çabalar sonucu milyonlarca kişi okuma yazma imkanına kavuşturuldu. Bu ışığı Anadolu kasabalarına Cumhuriyet’in genç öğretmenleri götürdü. Çünkü Atatürk’ün deyişi ile askeri zafer kazanılmış ve ancak onun kadar önemli yeni bir zafer aşamasına gelinmişti, bu da öğretmenlerin zaferi olacakti…
Birbirini izleyen devrimler ve yapılan atılımlar kısa zamanda, yepyeni bir toplum ortaya çıkardı: Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini.
Daha çok çocuğumuzun bugünü güzel yaşaması ve güzel bir gelecek düşlemesi için destekte bulunarak, daha umutlu bir yarın hayalimize siz de ortak olabilirsiniz!